Şubat 13, 2005

Kader...


Bu filmin hatırlattığı: Kader...

Dini inancı güçlü bireylerin bile sorgulamaktan çekindiği hadise.

Temel sorunsal: Eğer herşey biliniyorsa tüm bunların ne manası var?

Herşeyini, tüm karakter algoritmasını sizin yazdığınız bir yapay zekâ düşünün. Ve bu yapay zekâyı bir sanal platformun içine saldığınızı... İnternete mesela...

Bu yapay zekâyı her şeyiyle siz 'yarattığınız' için, içine girdiği o sanal platformda karşılaşacağı her etkiye vereceği tepkiyi bilmez misiniz? Onu en iyi siz tanımaz mısınız?

Arayıp da bulduğum 'her şeyin bilinmesi sorunsalının' çözümü bu...

Müteakip sorunsal: Madem sizi tanıyor ve ne halt edeceğinizi biliyor, o halde bu dünyevi sınav niye?

Çünkü sınav sonucunun muhatabı sizsiniz. O neticeyi bilse de, siz bilmiyorsunuz. Yoksa O'nu 'önyargı'yla ya da yargısız infazla suçlamaz mıydınız?

Müteakip sorunsal: Neticede her ne olursa olsun gelinecek nokta sabitse; benim o'nun tarafından bilinen etki-tepki biçimlerim, benim yaradılışımdan kaynaklanıyor olmaz mı? Bu durumda benim ne kabahatim var?

Not solved yet.

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Filme gelince...

'Keşke'lerimiz vardır ya hayata dair; işte onları geçmişe dönerek özgürce değiştirebilsek ne olurdu acaba? Daha mı iyi olurdu?

Filmi seyredin. Bence hiç de fena değildi...

Bu arada 'deli' nedir bir daha düşünün!

Hiç yorum yok: