Ağustos 01, 2005

Kötü blogger...

Bakıyorum da son mesajımda haftasonuna az kaldığını heyecanla belirtmişim. Şimdi de işe gitmeye sadece altı buçuk saat olduğunu üzülerek belirtmek zorundayım :(

Cuma, cumartesi, pazar; nerelerde miydim? Kimsenin merak etmediğini biliyorum. Madem buna web log diyorlar, ben de ne istersen sorarım değil mi ya?

Cuma gecesi pek verimli geçmedi benim haftasonu tatili anlayışım açısından. Öyle uykum gelmiş ki, bilgisayar odasındaki akla hayale gelmeyecek rahatsızlıktaki kanepede sızmışım. Ebru'nun işine gelmiş, yanında horlayan biri olmadan uyumanın keyfine varmış.

Cumartesi gündüz saatlerinde kayınpeder - kayınvalide ağırlaması yaptık. Burada anlatmamıştım: Evlerine akşamüzeri camdan bir kuş girmiş. bir bakmışlar ki yeşil bir muhabbet kuşu! Almışlar içeri ne yapsınlar? Evde bir kafes varmış eski kuşlarından kalma; koymuşlar içine... Olacak şey değil ama!

Bize gelirken o kuşu da getirdiler yanlarında... Bizim kuşla arkadaşlık ederler belki diye... İkisi de erkek olduğu için pek bir aşk yaşanmadı aralarında doğal olarak. Bizimki de ufak kaldı zaten. Tatlı tatlı didiştiler...

Sonra FZG aradı akşam meyhaneye gidelim diye... Ben de "madem sarhoş olasımız var evde olalım" dedim. Kardeş ADG ile birlikte geldiler. ADG dediğim Doğan insanı pek bir övüyordu Tekirdağ Altın Seri'yi... Bir büyük devirdik, lokum gibiymiş şerefsiz!

Gecesinde koltuğa devrilip uyumuşum. Güven biraderler de giderken uyandırdılar sağolsunlar; yatağıma koştum ben de...

Pazar sabahı erkenden uyandım, meyve suyu içtim, bilgisayara takıldım... Tüm bu dediklerim sabah saat 6 sularında oldu... Sonra dayanamadım yattım yine... E, Ebru uyandırdı tabi 10 küsürde yine...

Crash filmini Divx olarak indirmiştim e-mule'den lâkin Türkçe altyazı bulamamıştım. Ebru'nun içine doğdu bakalım bir daha diye; baktık, bulduk, indirdik, filmi de bir güzel seyrettik. Ebru çok çok beğenmedi, beğendi de muhteşem falan bulmadı. Ben bilmiyorum ne düşündüğümü; emin değilim... Bu kadar ırkçılık var mıdır yok mudur ABD'de acaba? Neticede memleketim insanının akraba, arkadaşlık, eş, dost ilişkileri daha da takdire şayan geldi gözüme bu filmden sonra... Plastik hayatlar sürülüyor filme göre ABD'de... Sevgisiz, güvensiz...

Her neyse, filmden sonra devrilip uyumuşuz yine. Öğle uykusu. Güzellik uykusu :)

Kalktım, ayılmam her zamanki gibi bir buçuk saatimi aldı, yemek yedik, TV önünde vakit öldürdük, şimdi de buradayım...

Bloga yazdıklarımla pek anlaşılmıyor ama kuşumuz Tosun günümüzün önemli bir vaktini alıyor aslında... Beni sahip belledi kendine; kafama konuyor, kurlar yapıyor, öpüşüyoruz, aklınız durur. Ebru bu duruma kızıyor, ikimize de küsüyor sonra :)


Ohooo çok gevezelik ettim bu sefer... Yazmaya yazmaya dolmuşum meğer...

1 yorum:

Gizliyüz dedi ki...

oğlum, burası da olmasa senden haber alamayacağız. sen eskiden bu kadar hayırsız değildin sanki :)) bak evlendikten sonra olduysa söyle, ona göre yanlış kararlar almayalım önümüzdeki 40 yıl için :)))))