Gayet huzurluyken bir şey oluverir de asabınız yerinden oynar ya; işte öyle... Artık sıkıldım.
Gecenin bir yarısına kadar çalışmalar, eve iş getirmeler, kıç yırtmalar, her çalışanda olması gereken gayet normal birer "özveri" sayılır ama işveren bu özverinin yüzde birini bile göstermez, takdir etmez, ödüllendirmez.
Yahu yarın milletimin resmi tatil günü, herkes tatil, deliler gibi acil bir iş yok, e sen ne diye inat edersin yarın 15.00'e kadar çalışacağız diye? Bu haksızlık değil midir? Her sene, her resmi tatilde aynı terane...
Israrla böyle davranıldığı müddetçe çalışanlar da "en doğal hakkımı bile benden esirgeyen bir şirket için ben neden fazladan bir özveri göstereyim?" demez mi?
Der.
Ben de derim.
Herkes der.
Aman be!
Ağustos 29, 2006
Ağustos 28, 2006
wwwsaire harlanıyor :)
Dün kendime kızdım ve kendi içinde bir amacı olan (bunun gibi değil yani) bloguma tekrar ilgi göstermeye karar verdim.
İpe sapa gelmez, anlamsız, endazesi bozuk halet-i ruhiyemin kaydını tutan bu blog yerine, en azından işe yarar bir şeyler anlatan öteki bloguma da beklerim cümlenizi efendim:
wwwsaire.blogspot.com
İpe sapa gelmez, anlamsız, endazesi bozuk halet-i ruhiyemin kaydını tutan bu blog yerine, en azından işe yarar bir şeyler anlatan öteki bloguma da beklerim cümlenizi efendim:
wwwsaire.blogspot.com
Beta.Blogger
Google rahat durmaz ki!
Blogger servisi yeni bazı özelliklerle gelişiyor... Bu nimetlerden faydalanmak için öncelikle Blogger hizmetinizi ücretsiz olarak beta.blogger'a yükseltmeniz gerekli.
Bu işlem beraberinde bazı dertleri de getirmiyor değil. (Blogger'ın günahını almayalım, önceden uyarıyorlar)
Blogger servisi yeni bazı özelliklerle gelişiyor... Bu nimetlerden faydalanmak için öncelikle Blogger hizmetinizi ücretsiz olarak beta.blogger'a yükseltmeniz gerekli.
Bu işlem beraberinde bazı dertleri de getirmiyor değil. (Blogger'ın günahını almayalım, önceden uyarıyorlar)
Öncelikle (ki zaten sorunların temeli bu) ayarlarınız uçuyor. Özelleştirdiğiniz template'e dair hiç bir şey kalmıyor geride. Tek tek ekleyin üşenmiyorsanız. Sayaçtan adwords scriptinize, fontlardan renklere kadar her şey... Türkçe karakter sorunu bile hortlayıveriyor.
Dün gece sadece wwwsaire'yi bu sisteme adapte edebildim. Başıma açılan dertlerden sonra bu blogu da yeni sisteme almama rağmen eski formatını korudum. (Allahtan böyle bir opsiyon var. Eski template ve ayarlara dönüş imkânı sunuyor.
E peki ne faydası var bu sistemin?
- En salak insanın bile kullanabileceği hale getirilmiş
- Layout üzerinde değişiklik ve eklemeler yapmak çok daha kolay
- Zaten neden baştan beri olmadığını anlamadığım post etiketleme fonksiyonu eklenmiş. (Sadece 20-30 post içeren bir blog için bunu baştan yapmak nispeten kolay ama aynı şeyi üç yüz küsür postu olan bu blog için yapmam için delilerle grup münasebetine girmiş olmam lâzım)
Eğer blogunuz yoksa ya da yeniyseniz buradan devam edin:
Ağustos 25, 2006
Atalet ve ben
Blogger t-shirt'ümü giymeye bile utanır oldum. Yazabileceğimden daha çok şey kafamdan geçtiği için mi, yoksa tam tersine kafamın içinde yeller estiği için mi, işte ondan emin değilim.
Meslekî, uzmanlığıma dair ahkâm kesmeler için oluşturduğum wwwsaire bile boşverildi bu aralar... Halbuki, halbuki o kadar çok şey var ki anlatmak istediğim!
Kendime dair birkaç temel sorunum vardı çözmem gereken ve bunlardan biri hariç hepsini son on yıl içinde çözdüm.
Çözemediğim sorun, atalet!
Herkes kendini o kadar iyi satıyor ki... Herkes 'bir' yapsa da 'bir' bilse de 'beş' diyor ve inandırıyor...
Ben ise 'beş' bilsem de 'beş' yapsam da bunu 'bir' bile gösterme telaşında değilim. Bu artık mütevazılık değil, saflık...
"Ben bir öküzüm" diyerek bu mesajımı noktalamak istiyorum sayın okuyucular.
Varsa tabi...
Meslekî, uzmanlığıma dair ahkâm kesmeler için oluşturduğum wwwsaire bile boşverildi bu aralar... Halbuki, halbuki o kadar çok şey var ki anlatmak istediğim!
Kendime dair birkaç temel sorunum vardı çözmem gereken ve bunlardan biri hariç hepsini son on yıl içinde çözdüm.
Çözemediğim sorun, atalet!
Herkes kendini o kadar iyi satıyor ki... Herkes 'bir' yapsa da 'bir' bilse de 'beş' diyor ve inandırıyor...
Ben ise 'beş' bilsem de 'beş' yapsam da bunu 'bir' bile gösterme telaşında değilim. Bu artık mütevazılık değil, saflık...
"Ben bir öküzüm" diyerek bu mesajımı noktalamak istiyorum sayın okuyucular.
Varsa tabi...
Ağustos 14, 2006
Can sıkıntısı mı yoksa sıcaklar mı?
İş gereği bilgisayar başında o kadar çok şey yazıyorum ki, evde kendimle başbaşa kaldığımda saçma sapan oyunlar oynayıp kafa dağıtmak ya da film seyretmekten başka bir şey istemiyor canım...
Bundan dolayı yine öksüz kaldı canım bloglarım.
İnsanoğlu böyle işte, yapacak bir şey yok.
Zaten depresif hallerdeyim yine. Ya sıkıntıdan, ya da bu deli sıcaklardan.
Evin içi 30-31 derece sürekli. Gel de çıldırma!
Bundan dolayı yine öksüz kaldı canım bloglarım.
İnsanoğlu böyle işte, yapacak bir şey yok.
Zaten depresif hallerdeyim yine. Ya sıkıntıdan, ya da bu deli sıcaklardan.
Evin içi 30-31 derece sürekli. Gel de çıldırma!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)